
Pendik escort sahilinde sabah güneşi yavaşça yükselirken, Derya yürüyüşe çıkmıştı. 32 yaşındaydı ve her yeni gün, onun için geçmişin izlerinden sıyrılma mücadelesiydi. Denizin kıyısına oturup martıların çığlıklarını dinlerken, hayatının bir zamanlar ne kadar sessiz olduğunu düşündü.
Derya, Rize’nin iç taraflarında doğmuştu. Doğduğu evde “kadın” olmak, susmak ve kabullenmekti. Daha on yedisindeyken istemediği biriyle evlendirilmişti. İstanbul’a geldiğinde kocası tarafından tanımadığı sikiş bir semtte, yabancı bir daireye kapatıldı. Her gün biraz daha yok olduğunu hissediyordu. Küçücük bir mutfakta, kırık dökük umutlarla geçen on yıl boyunca, ne bir dostu oldu ne de bir hayali.
Ama içindeki direnç hiç tam olarak sönmemişti. Bir gece, çocuklukta sakladığı götten gibi, kaçmayı hayal etti. Sonunda o cesareti kendinde buldu. Bir sabah kocası evden çıktıktan sonra, eski bir sırt çantasına birkaç parça eşya koydu ve Pendik escort giden otobüse bindi. Neden Pendik? Çünkü hiç bilmediği bir yer istiyordu; sıfırdan başlayabileceği bir yer.
Pendik escort ona ilk günlerinde sert davranmıştı. Sahilde geceleyen evsizlerle aynı banka oturmuş, yağmurda ıslanmış, aç kalmıştı. Sonra bir kadın ona sokakta bir çorba ikram etti. O kadın sayesinde belediyenin kadın destek merkezine ulaştı.
Bir süre sığınma evinde kaldı. Kurslara katıldı, temizlik işlerinde çalıştı. İnsanlar onun seks gülümsemesine alıştı. Yavaş yavaş Pendik’te kendine bir yer edinmeye başladı. Şimdi küçük bir kafede garsonluk yapıyor. İş çıkışında mutlaka sahile uğruyor, yürüyüşünü yapıyor, defterine birkaç satır yazıyor.
Bir yanıt yazın