
Pendik escort sabahlarında bir tür huzur vardı. Güneş yavaşça denizden yükselirken, sahilde seks yolunda yürüyen insanların arasında Esra da vardı.
Esra, Diyarbakır’da doğmuştu. Dört kardeşin en büyüğüydü. İtiraz etme hakkı bile verilmemişti. Düğünden sonra İstanbul’a, Pendik’in arka sokaklarındaki eski bir apartmana taşındılar. Gençlik hayalleri bir çırpıda yok oldu. Kocası ilgisizdi, çoğu zaman işsizdi ve öfkesini Esra’dan çıkarırdı.
İlk zamanlar susmayı, sabretmeyi denedi. O cümle onun kırılma noktası oldu. Bir sabah, kocasının evde olmadığı bir saatte evden çıktı. Üzerinde ince bir mont, içinde sadece kimliği ve biraz bozukluk olan bir çanta ile Pendik sokaklarına adım attı.
İlk birkaç gün zordu. Sahilde banklarda uyudu, karakola gidip yardım istedi. Bir polis sert memurunun yönlendirmesiyle kadın sığınma evine yerleştirildi. Orada yalnız olmadığını fark etti. Onun gibi birçok kadın, hayata sıfırdan başlama cesaretini göstermişti. Bu, Esra’nın içindeki gücü hatırlamasını sağladı.
Pendik Belediyesi’nin açtığı dikiş-nakış kursuna yazıldı. Sonra bir terzide işe başladı. Yetenekliydi, azimliydi. Kısa sürede çevresine kendini sevdirdi. Terzilikten kazandığı ilk parayla küçük bir ev kiraladı. Şimdi her sabah erken kalkıyor, işe gitmeden önce sahilde yürüyüş yapıyor, bazen defterine birkaç satır yazıyordu.
“Korkuyla çıktığım bu yolda artık kendim için yürüyorum,” diye yazmıştı bir sabah günlüğüne.