
Kadıköy escort rıhtımında, insanların birbirine çarpmadan yürümeye çalıştığı saatlerdi. Akşam üstünün kalabalığı, vapur seslerine karışırken, Nazlı herkesin tersine, istasyona değil Moda’ya doğru yürüyordu. Ayakkabıları inceydi, elleri cebindeydi. Gözleri ne bir insanın bakışına, ne de bir dükkânın ışığına takılıyordu. Sadece yürüyordu.
Nazlı 19 yaşındaydı. Mardin’den gelmişti. Küçük yaşta, “Kadın okuyunca ne olacak ki?” sözleriyle okuldan alınmış, ev işleriyle büyütülmüştü. Vip ama içindeki sessiz başkaldırı bir gün patladı. O sabah evden çıktı, dönüşü olmayacağını biliyordu. Üzerinde ince bir mont, elinde küçük bir çanta… Kadıköy otogarına ilk kez indiğinde gözleri kocamandı. Şehir ona “özgürlük” gibi görünmüştü. Ama özgürlük, bir başınalıkla karışınca, hayal olmaktan çıkıyordu.
Esmer Güzeli
İlk günlerini Yoğurtçu Parkı’nda geçirdi. Sonra bir kafede iş buldu. Ama kısa sürdü. Konuşkan değildi, sessizliği yanlış anlaşılıyordu. İşten çıkarıldı. Kirasını ödeyemedi. Bir sabah apartman kapısının önüne bırakılmış eşyalarıyla uyandı.
O gün akşamüstü bir kadın yaklaştı yanına. İri küpeleri vardı, rujunu taşırarak sürmüştü ama sesi yumuşaktı.
“İstersen bizim eve gel,” dedi.
Nazlı önce anlamadı. Sonra anladı. Ama başka seçeneği yoktu.
Geceler sessizdi. Kadıköy escort sokakları kalabalıktı ama kimse kimseye bakmıyordu. Nazlı bunu seviyordu. Görünmeden yaşamak bir tür korumaydı. Göz teması kurmaz, konuşmaz, çabucak eve dönerdi. Müşterilerle konuşmazdı. Ne kadar az konuşursa, o kadar az incinirdi.
Bir sabah Moda sahilinde otururken bir çocuk ona yaklaştı.
“Burada mı yaşıyorsun?” diye sordu.
Nazlı şaşırdı, başını salladı.
“Ben bazen okula gitmek istemiyorum ama sonra annem diyor ki: ‘Okuyunca istediğin gibi yaşarsın.’ Sen ne iş yapıyorsun?”
Nazlı cevap veremedi. Çocuk elindeki simidi uzattı. “Acıktıysan al,” dedi. Ve gitti.
O gün, Nazlı ilk kez bir kadın derneğinin kapısından içeri girdi. “Konuşmak istiyorum,” dedi. “Adım Nazlı. Hiçbir şeyim yok ama bir şey olmak istiyorum.”
Şimdi, üç ay sonra, Nazlı Kadıköy escort bir sahaf dükkânında çalışıyor. Kitapların arasında nefes almayı öğreniyor. Açık liseye kaydoldu. Moda sahilinde yürürken yüzü hâlâ durgun ama gözleri artık boş değil.
Çünkü bazı insanlar bağırmadan da hayatta kalır.
Nazlı, o sessiz insanların en güçlüsüdür.
Bir yanıt yazın