
Maltepe sahilinin kenarındaki banklardan birinde oturuyordu Betül. Yirmi dört yaşındaydı ama omuzlarına yığılmış hayat, yaşından çok daha milf büyük gösteriyordu onu. Üzerinde yıpranmış bir mont, içinde bitmeyen bir hüzün vardı. Dalgaların kıyıya vuruşu, içindeki yalnızlığı bastırmak için yetersiz kalıyordu.
Betül, memleketinden İstanbul’a umutla gelmişti. Ailesi yoksuldu, babası hasta, annesi ise yaşlanmıştı. Lise mezunu bile olamadan hayatı sırtlanmak seks zorunda kalmıştı. İstanbul ona iş değil, sadece mücadele sunmuştu. Önce ev temizliğine gitti, sonra bir kafede bulaşık yıkadı. Ancak kazandığı, bir odalı bodrum katı evin kirasını bile zor karşılıyordu.
Bir akşam vapurdan indiğinde, yolu Maltepe’deki bir parkta kesişti Banu’yla. Banu gülümsüyordu ama gözlerinin ardında alışkanlıktan gelen bir boşluk vardı. Betül’ü kahve içmeye davet etti. “Senin gibi çok kadın tanıdım,” dedi. “Savaşan ama hep kaybeden. Bu şehir merhametli değil.” O gece Banu ona para kazanmanın başka bir yolunu anlattı. Başta Betül tiksinmişti. Ama günler geçtikçe, cebindeki para azaldıkça, utanç açlığa yenik düştü.
Artık gece olunca Maltepe escort arka sokaklarına çıkıyordu Betül. Müşteriler, arabalar, aceleci sözler… Her şey hızla geçip gidiyordu. Hiçbirini hatırlamıyordu; sadece ertesi sabah eve dönüp, soğuk duvarlara sarılarak uyuyuşunu hatırlıyordu.
Bir gün, kar yağarken, sokakta tanıştığı genç bir kız ona “Böyle mi yaşanır abla?” dedi. Betül’ün yüreğine bıçak gibi saplandı o söz. Aynada kendine bakamadı o gece. Sonraki gün ilk iş olarak Maltepe Belediyesi’nin kadın destek merkezine gitti. Konuşmak zordu, anlatmak daha da zordu ama ilk defa biri onu gerçekten dinliyordu.
Bugün Betül, hâlâ zorluklarla yaşıyor. Ama artık geceleri sokakta değil, bir tekstil atölyesinde çalışıyor. Uykusuz ama gururlu. En önemlisi ise, başka genç eskort kadınların da aynı hataları yapmaması için onlara yol göstermeye çalışıyor. Kendini hâlâ tam affetmedi belki ama en azından artık sessiz değil.